BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


VEFATININ 50. YILINDA ALİ FUAD BAŞGİL SEMPOZYUMU

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş: “Ali Fuad Başgil, o zor şartlarda Cumhurbaşkanlığı adaylığını denememiş olsaydı, hiç şüpheniz olmasın ki, 2010’daki referandum belki gerçekleşmeyecek, 16 Nisan’daki referandum da bu sonuçla ortaya çıkmayacaktı.” 

Bakan Numan Kurtulmuş: “Türkiye, dünya sisteminin karşısında ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyecek bir cesareti buluyorsa, bunda Şehbenderzade’den, Sait Halim Paşa’dan, Eşref Edip’ten, Hüseyin Avni Ulaş’lardan, Ali Şükrü Bey’lerden itibaren gelen Ali Fuad Başgil’in de oluşturmuş olduğu büyük halkanın, fikirlerin ve mücadelelerin çok büyük katkısı vardır.”  

Bakan Kurtulmuş: “Bizler ise dünyada bu haksızlıklara karşı çıkmak, yanlışları dilimizle, elimizle düzeltebilme cesaretini ortaya koymak ve kendi köklerimiz üzerinden bu ülkeyi daha güçlü hale getirebilmek için bilimde, sanatta, edebiyatta, kültürde, siyasette bütün gücümüzle çalışmalıyız. Ancak bu şekilde geçmişlerin yapmış olduğu katkıya destek sunabilir ve onların mücadelelerini daha güçlü bir şekilde ileriye taşıyabiliriz.” 


Bakan Kurtulmuş, “Ali Fuad Başgil, o zor şartlarda Cumhurbaşkanlığı adaylığını denememiş olsaydı, hiç şüpheniz olmasın ki, 2010’daki referandum belki gerçekleşmeyecek, 16 Nisan’daki referandum da bu sonuçla ortaya çıkmayacaktı.” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Bakanlığının katkılarıyla Muhafazakâr Düşünce Dergisi tarafından Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘Vefatının 50. Yılında Ali Fuad Başgil Sempozyumu’na katıldı. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın ile Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da sempozyumun katılımcıları arasında yer aldı.  

Ali Fuad Başgil’in, Türkiye’nin yakın dönemdeki fikri, siyasi gelişmesinde önemli katkıları olan şahıslardan birisi olduğunu söyleyen Bakan Kurtulmuş, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür” sözüne atıfta bulunarak, “Türkiye, dünya sisteminin karşısında ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyecek bir cesareti buluyorsa, bunda Şehbenderzade’den, Sait Halim Paşa’dan, Eşref Edip’ten, Hüseyin Avni Ulaş’lardan, Ali Şükrü Bey’lerden itibaren gelen Ali Fuad Başgil’in de oluşturmuş olduğu büyük halkanın, fikirlerin ve mücadelelerin çok büyük katkısı vardır.” dedi.  

Dünyada yaşanılan haksızlıklara karşı çıkmak, yanlışları gerek dilimizle gerekse elimizle düzeltebilme cesaretini ortaya koymak ve kendi köklerimiz üzerinden bu ülkeyi daha güçlü hale getirebilmek için bilimde, sanatta, edebiyatta, kültürde, siyasette bütün gücümüzle çalışmamız gerektiğine vurgu yapan Bakan Kurtulmuş, geçmişlerin yapmış olduğu katkıya ancak bu şekilde destek sunulabileceğini ve onların mücadelelerinin daha güçlü bir şekilde ileriye taşınabileceğini söyledi. 

“Ali Fuad Başgil’in Cumhurbaşkanı adayı olmasına o dönemde müsaade edecek bir fikri olgunluk içinde olunsaydı, Türkiye’de darbeler olmazdı.” diyen Bakan Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti: 

“Ali Fuad Başgil, dönemin paşalarınca yapılan tehditler karşısında korktuğu ya da geri adım attığı için değil, milletin bir daha o darbe günlerine ve o tek parti dönemine geri dönmemesi için adaylıktan vazgeçerek, biraz da küskün bir şekilde yurt dışına gitmiştir. Onun Cumhurbaşkanı adayı olması nasıl yıllar içinde geliştirdiği vatanseverlik fikrinin bir sonucu ise Cumhurbaşkanlığı adaylığından bu baskı karşısında vazgeçmesi de aynı şekilde vatanseverliğinin, millete karşı olan merhametinin bir sonucudur.”     

Ahlak ve fazilet sahibi önemli bir bilim adamı, düşünür, mütefekkir ve âlim olduğunu dile getirdiği Ali Fuad Başgil’in yaşamı hakkında da dinleyicilere bilgiler aktaran Bakan Numan Kurtulmuş, şunları söyledi: 

“Demokrasi mücadelemizin abide şahsiyetlerinden birisiydi. Bir dava adamıydı ve onun Gençlerle Başbaşa’da yazdığı her cümle sizin içinde bugün yeni olan cümlelerdir, 50 sene sonra gelen gençler için de yeni olacak cümlelerdir. Çünkü samimiyetle, gönülden, yürekten yazılmış ve fikir ızdırabıyla, çilesiyle yoğrulmuş bir zihinden ortaya çıkmış olan sözlerdir. Bu anlamda Ali Fuad Başgil hala sözlerinin tesiri devam eden bir büyük eylem adamı, bir büyük mütefekkirdir.”   

Türkiye’nin yaşamış olduğu 1960 darbe yıllarını anlatan Bakan Kurtulmuş, ayrıca, “1960 darbesi olmasaydı eğer Türkiye milli iradenin çok daha güçlü bir şekilde kurumsallaştığı, milletle devlet arasındaki farklılıkların yıllar öncesinden ortadan kaldırıldığı, devlet millet bütünleşmesinin yıllar öncesinden tesis edildiği, sözünde, kararın da sadece millette olduğu çok daha güçlü tahammülleri olan bir demokrasiye sahip olacaktı.” dedi.   

Geçmişten günümüze isimlerin, partilerin, fikir adamlarının mücadelelerinin niteliğinin ve sözlerin değişmekle birlikte aslında aynı tartışmanın yapıldığına işaret eden Bakan Kurtulmuş, bir tarafta zihni ve beyni batıya doğru kaymış olanlarla, kendi medeniyetini, kendi irfanını, kendi geçmişini bugüne yeniden taşımak isteyenler arasında bir mücadelenin sürdüğünü kaydetti. 

Son iki asra damga vuran bu büyük mücadele içinde fikir ve siyaset alanının birbiriyle at başı giden iki alan olduğunu belirten Bakan Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bunları bir halka olarak görürsek bizim milli, yerli, fikri kültürel mücadele dediğimiz bu halkanın ya da bu fikri siyasi izlerin en önemli isimlerinden birisi de Ali Fuad Başgil'dir. Yaşadığı dönem itibariyle bütün bu söylediğimiz fikri değişimleri bunların pratik hayata, siyasete ve toplumsal alana yansımalarını ilk çocukluk yıllarından itibaren yaşamış olan bir aydınımızdır. Meşrutiyeti, Balkan Savaşı'nı ve hemen arkasından gelen etnik köken üzerinden çözülmenin yaşandığı Osmanlı cihan devletinin 20 yıl gibi kısa bir süre içinde diz çöktürülmesine şahit olmuş birisidir. Kafkas Cephesinde 4 yıl cephede savaşmış olan birisi, aynı zamanda savaş meydanlarında da siyasi fikirlerin gelişmesini ve vatanseverlik duygularının kökleşmesini sağlamış olan birisidir. Bir taraftan yaşadığı dönemin şartları Ali Fuad Başgil'i yoğurmuş, onun vatanseverliğinin, fikirlerinin oluşmasını sağlamış, diğer taraftan da kendi kişiliği ve kimliğini oluşturmuştur. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde yıkılmış, dağılmış olan bir Osmanlı'nın kendi üzerinde yeniden yükselmesi mücadelesi verilirken Ali Fuad Başgil her halde o savaş meydanlarındaki mücadele ruhunun nasıl ileriye taşınacağını zihninde yoğuruyordu. Öğretmeninin 'Savaş meydanlarında silah tutacak adamlara olduğu kadar, fikir dünyasında kalem tutacak adamlara da ihtiyacımız var.' tavsiyesiyle Ali Fuad'ın önünde yeni bir kapı açıldı. Bundan sonraki dönemde Ali Fuad Başgil'in kendi hayatını şekillendiren belki de en zorlu ama en çok fikirlerin yeşermesine vesile olan dönemdir. Kendi çağdaşları ve kendisinden öncekilerin düştüğü hataya düşmeden, batıda bilimsel nitelikli bütün gelişmeleri birinci derecede özümseyip asla kendi değerlerinden, kendi medeniyetinden taviz vermeden, oradaki gelişmeleri öğrenmesi kendi fikir, ilim hayatına bu dönemin yapmış olduğu büyük katkılardır. Sadece büyük bir bilim adamı olarak ortaya çıkmıyor Ali Fuad Başgil, bu dönemdeki yeşermesi aynı zamanda onun milli, yerli fikirlerinin mayalanma dönemi olarak da kabul edilebilir. Akranlarının birçoğu Fransa'nın sokaklarında görmüş oldukları bir takım yenilikler ve güzellikler karşısında zihnini ve gönlünü kamaştırıp, fiilen tutsak hale gelirken, Ali Fuad Başgil Fransa'daki tahsili sırasında öğrendiği her şeyde fikren daha fazla özgür, milli ve yerli bir hale geliyor.”

Konuşmaların ardından Piri Reis Ulusal Ajansı ile Memur-Sen tarafından Bakan Numan Kurtulmuş’a hediye takdiminde bulunuldu. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş daha sonra sempozyum kapsamında düzenlenen sergiyi gezdi.

(19.12.2017)

 
  • 1.jpg
  • 10.jpg
  • 11.jpg
  • 12.jpg
  • 13.jpg
  • 14.jpg
  • 2.jpg
  • 3.jpg
  • 4.jpg
  • 5.jpg
  • 6.jpg
  • 7.jpg
  • 8.jpg
  • 9.jpg